Kuzey ve Güney Amerika, Ortadoğu, Afrika ve Asya-Pasifik Bölgeleri’nin de aralarında bulunduğu 34 ülkede 58 ofisiyle bağımsız yönetici arama firmaları ittifakı ile uluslararası iş birliği geliştirmeyi hedefleyen AltoPartners'ın Türkiye CEO'su Murat Kaan Güneri ile networking röportajımızda hangi sorulara değerli yanıtlar bulacaksınız:
Bir Headhunter (Yönetici Yerleştirme Uzmanı) gözünden networking nedir?
Bir ilişkiye yüksek güvenle başlamak neden fark yaratır?
Neden işlerin yanı sıra hobilerle sosyal bağlar kurmak değerlidir?
Kökleri derin ilişkiler, networkün sürekliliğini nasıl sağlıyor?
Kariyer maratonunda iş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi oluşturmak neden önemli?
Kişisel gelişim için kişinin kanallarını ve networkünü nasıl bir bilinçle oluşturması gerekiyor?
Ertuğrul Belen: Networking'in AltoPartners iş dinamiklerinde önemli bir yeri olduğunu biliyorum. Networking sizin için ne ifade ediyor?
Murat Kaan Güneri: Networking, özel ve profesyonel yaşamıma damga vuran bir konu oldu. Güvene dayalı, uzun dönemli ve çok yönlü ilişkiler geliştirmeyi önemsiyorum.
İlk görüşmelerimde güven vermeye özen gösteriyorum. Karşımdakine duyduğum güveni hep yüzde 100'den başlatıyorum. İlişki doğal akışında gelişirken, güven bu seviyeden aşağı doğru inmeye ya da daha da yukarı çıkmaya başlıyor. Öyle ki bir aday zamanla müşterim; müşterim arkadaşım, hatta dostum olabiliyor. Bazen tüm networkler birleşiyor.
İlkokuldan beri hep network kuran bir özelliğim olduğunu fark ediyorum.
Ertuğrul Belen: Sohbetimizden yakın çevrenizde de merkezi bir networking rolünüz olduğunu hissediyorum. Eski dostlarınız sizin enerjiniz ve "haydi!"nizle sık buluşur mu?
Murat Kaan Güneri: Aynen öyle. Mesela eskiden Yahoo!Groups sık kullanılırdı. Benim 20 grubum vardı. Türkiye, Amerika, Lise, AFS, Boğaziçi Üniversitesi Dönem Arkadaşları, Boğaziçi Üniversitesi Yurtlarında Kalanlar gibi birçok grubu kurdum.
AltoPartners, Heidrick & Struggles, Amrop gibi birçok iş grubunun yanı sıra aile grupları; çekirdek aile, kuzenler ve diğer dostluk gruplarım da var.
Spor çevresi de benim için önemli oldu. Sık tenis oynadığım bir dönem vardı. Çevremdeki profesyonellerin ve iş insanlarının da ilgisini çeken bir spor olduğunu gözlemlemiştim. Tenis MKG Partners diye bir Yahoo!Groups kurdum. Zamanla grup 80 kişiye kadar çıktı. Kendi sanal turnuvalarımızı oynamaya başladık. Ben fikstürü çekiyordum. İsteyen ev sahipliği yapıyor, isteyen de konuk olarak katılıyordu. Yenilen sonucu bana iletiyor, final maçını BÜMED’de kokteyl ve kupa töreni ile tüm katılımcılarla birlikte yaparak kutluyorduk.
Bir gün, “Murat, tenis bize az geliyor. Biz motora biniyoruz. Denize ilgimiz var” dediler. MKG Sailers and MKG Bikers (Yelkenli ve Motor) gruplarını kurdum. Ama en son kurduğum golf grubu 167 kişiyle rekoru kırdı. MKG Golfers Grubu'yla İstanbul Golf Kulübü’nde büyük bir buluşma oldu. Çok basit hafta sonu turnuvalarıyla başladık. Kurumsal sponsorluk dahi aldığımız, Antalya, Kıbrıs ve Kuşadası sahalarında turnuvalar oynadığımız bir noktaya getirdik.
Özetle, sadece işle değil, hobiler ve sosyal yaşamla da çevremle bağ kurmayı değerli buluyorum. İnsanları eğlendirmeyi ve güldürmeyi seviyorum. Bazen “Murat bu sıkı temponda neden bu kadar organizasyonla uğraşıyorsun? Üstelik, saatlerini veriyorsun!” diyorlar. "Benim hobim!" diyorum. İnsanları mutlu etmeyi seviyorum. Aslında, benim yaptığım iş de böyle.
Ertuğrul Belen: Yahoo!Group'lar hâlâ devam ediyor mu? Yoksa, hepsi WhatsApp’a geçti mi?
Murat Kaan Güneri: Ağırlıklı WhatsApp’a geçtik. Birçok WhatsApp grubunun da kurucusuyum. Çünkü, yerimde duramıyorum! Sağlık elverdiğince bu böyle devam edecektir.
Ertuğrul Belen: Oldukça büyük bir networkü yüksek iş temponuzda nasıl sağlıklı sürdürebiliyorsunuz?
Murat Kaan Güneri: Her şeyin başı güven. İlişkinin başından güveni oluşturduğunuzda, ortaya değerli bir sosyal kaynak çıkıyor. Kendinizi açıkça anlatıp, karşı tarafın da paylaşımlarıyla değerli bir birlik oluşuyor.
Bazı insanlar olmadıkları gibi görünmeye çalışıyorlar. Ancak bu durum, yeni bir ilişkiye her seferinde güvenle bakmamı engellemiyor. Çünkü hayatımı insana verdim. 25 yıldır bu alanda profesyonel olarak çalışıyorum. Öncesinde de yöneticiliğim var. Psikoloji okudum. Yani, samimiyetsizlikler hemen görünüyor. Bu perdeleri hızlıca kaldırabiliyorum.
Düşünün, kariyer öyle bir yolculuk ki adeta 40 senelik bir maraton koşuyorsunuz. Eğer düştüğünüz yerlerden öğrenmezseniz, içgörü kazanamazsınız. O zaman, daha çok genç bir profesyonelken "insandan engellere" takılmaya başlarsınız. Burnunuzun dikine “ben biliyorum, ben biliyorum” diye giderseniz, olmadığınız profillere bürünmeye çalışırsanız, belki bir işe başlarsınız ama başarılı olmazsınız.
Dolayısıyla içgörü kazanmak, kendinizi tanımak ve bir akıl kurulu oluşturarak size destek olabilecek kişilere hayatınızda yer ve değer vermeniz çok önemlidir. Son 25 yılda birçok profesyonel yöneticinin ve iş sahibinin akıl kuruluna girdim. Mentorleri oldum. Bunu hiçbir beklenti olmadan yaptım. Onların başarısını kendi başarım gibi gördüm.
İşte o zaman, bir etkinliğe katıldığınızda beş konuşmacıdan üç tanesi sizin yıllar içinde desteklediğiniz veya yerleştirdiğiniz üst düzey (C-Level) yönetici olunca gurur duyuyorsunuz.
Bu yaklaşım, networkümün sürekliliğini destekliyor. Üstelik, birbirimize eşit uzaklıkta olduğumuz için ilişkiyi canlı tutmak adına sürekli benim aramam da gerekmiyor. Rahatlıkla kim aramışsa bıraktığımız yerden devam edebiliyoruz. Gerçek dostluklar da böyle değil midir?
Ertuğrul Belen: Çınar gibi kökleri derinlere uzanan ilişkilerden bahsediyorsunuz, değil mi?
Murat Kaan Güneri: Kesinlikle! Herkese hep iyi niyetle yaklaşmışımdır. Kimseye zararım olmamıştır. Yıllar içerisinde çevrenize kattığınız değer, beraberinde saygınlığı getiriyor. “Murat Kaan Güneri ile konuştun mu? Fikrini aldın mı? Mutlaka ona da danış!" diyorlar. İşin ticari boyutundan önce beni iyi hissettirmesi ve tatmin etmesi önemlidir.
Oysa, egosu iyice büyümüş patronlar vardır. Patronlardan ziyade, profesyonelleriyle ve CEO’larıyla çalışmayı tercih ederim. Başarıyı kocaman egolara karşı elde etmeniz zordur. Çünkü, açıkça görüş vermeniz gerekir. Görüşlerinize değer veren kişilerle çalışabilirsiniz. Bu vizyonla, müşterilerimi seçerim.
O yönetici kariyerinde nerede düşmüş, nerede ve nasıl kalkmış, bundan ders almış mı, ders almadan burnunun dikine mi gitmiş? Aynayı mutlaka ona tutarım. Yanlışlarını görürsem, egoları ne kadar şişik olursa olsun söylerim. Geri bildirimi ama alır ama almazlar... Elbette incitmeden, gururlarına dokunmadan ve rencide etmeden yapmaya özen gösteriyorum.
Ertuğrul Belen: Paylaşımınızdan, müşteri seçebilecek kadar insanın işinde yetkin olmasının ne kadar önemli olduğunu hissettim. Ayrıca, değer odaklı inşa edilen bir çevrenin, yıllar geçse dahi ilişkileri zamana karşı nasıl koruduğunu yeniden fark ettim.
Birçok üst düzey yöneticiyle çalıştınız. Uzun vadede aralarındaki en önemli farkı ne yaratıyor?
Murat Kaan Güneri: Kişisel gelişimin hep devam etmesi gerekiyor. Kendini tanıyan kişi dengeyi yakalıyor. Profesyonel ya da özel, hayatı özetleyen bir şey varsa, o da denge! Dengeyi kaçırdığınız zaman, hem yönetici hem de aile profiliniz bozuluyor.
Kariyer sohbetlerimde hep söylerim: Bir gün herkes CEO olabilir. Önemli olan, geldiğiniz pozisyonun içini doldurabilmektir. Vizyonunuzu geliştirerek bunu geleceğe doğru sürdürülebilir bir yapı halinde devam ettirebilmelisiniz. Tüm bunlar, kendini sürekli geliştirmekle oluyor.
Kendinizi geliştirmek için kanallarınızın olması lazım. İlk önce o kanalları iyi niyet ve güvenle oluşturmanız, karşılıklı olarak size de değer katanları tutmanız ve bilgileri süzmeyi öğrenmeniz gerekiyor. İlla görünür olmaktan ve kokteyllere katılmaktan bahsetmiyorum.
Ben, 25 yıldır network kuruyorum. Öncesinde de kurulu network’lerden beslendim. Bazen bir liste oluşturmadan, tek aday sunarak şirketin kritik bir insan kaynağı ihtiyacını çözerim. Kimi zaman “Aaa! Ne kadar kolay buldun. Bu işi daha ucuza yapabilirsin” diye düşünenler olabiliyor.
Halbuki işin aslı: "25 yıl network artı bir aday"dır. Başarı, o birikimin doğal bir sonucudur.
Ertuğrul Belen: Etik Vakfı’nın kurucularından olduğunuzu biliyorum. Neden iş dünyası etik kelimesiyle özellikle son dönemde daha sık sınanıyor?
Murat Kaan Güneri: Öncelikle, iş dünyasında etik bir olmazsa olmazdır. Kurumsal tarafta bunun öncüsü olmaya çalıştım. Altyapıma bakarsanız, insan kaynakları olduğunu görürsünüz. İnsan kaynakları, bir şirketin insani ve kurumsal değerlerinin kalbidir.
Bu dengeyi iyi yönetmeniz gerekir. Yani, güçler dengesine önem vermelisiniz: Çalışanlardan yöneticilere, iç ve dış müşterilerinizden aldığınız bilgileri dengeli ve stratejik olarak kullanmanız gerekiyor.
Etik Vakfı'nda çok güzel bir testimiz vardır. Yarın ulusal medyada yaptığınız iş sekiz sütuna manşet olacak bir haber olarak çıktığında bunun hesabını verebilir misiniz? Yoksa altında mı kalırsınız?
Hızla değişen dünyada, insanların omuzlarında o kadar büyük hedef baskıları var ki! Bu sebeple, etik daha çok konuşacağımız bir konu olacak.
Ertuğrul Belen: Son olarak, kariyer tavsiyelerinizi rica edebilir miyim?
Murat Kaan Güneri: Kariyer sohbetlerinde sık söylediğim bir şey var: Her mezun, bir konunun uzmanı olarak kariyerine başlar, sonra müdür, direktör derken, en tepede C-Level’da ulaşacağı en üst nokta “ilişki yöneticisi" olmaktır.
Bir arkadaşımın beğendiğim bir sözü var: “Tek başınıza bir yere kadar gelirsiniz. Güçler dengesini yaratıp, gerçek bir ekip kurarsanız o zaman Voltranı oluşturursunuz”. Onun deyimiyle, çevreniz kadar güçlü oluyorsunuz. Yani “ilişki yönetimi” seviyesinde artık ricalar vardır. Güven, işleri ilerletmek için en önemli kaldıracınızdır. Sadece alarak yani isteyerek güven oluşturamazsınız.
Kimse bunu göremeyecek kadar aptal değildir. Bir rica geliyorsa, onu yapmak için elinizden geleni yapmalısınız. Olmuyorsa da, nedenlerini şeffaf ve güvenilir bir şekilde aktarmak durumundasınız. İlişkiler böyle yürür. Aynı evlilik gibi...
Murat Kaan Güneri Hakkında
Murat Kaan Güneri, Kuzey ve Güney Amerika, Ortadoğu, Afrika ve Asya-Pasifik Bölgeleri’nin de aralarında bulunduğu 34 ülkede bağımsız yönetici arama firmaları ittifakı ile uluslararası iş birliği geliştirmeyi hedefleyen AltoPartners'ın Türkiye CEO'sudur.
Yeni hedefini 21. yüzyılda müşterilerine yetkin yöneticileri kazandırarak fark yaratmak olarak belirleyen Güneri, Türkiye Etik Değerler Merkezi (TEDMER) kurucu üyeliğinin yanı sıra Kurumsal Yönetim Derneği, BURC ve İGK üyesidir.
Lise öğrenimini AFS bursu ile ABD’de tamamladıktan sonra lisans diplomasını Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümünden almıştır. Kariyerine İktisat Bankasında başlayan Güneri, Bankacılık Yönetici Yetiştirme Programını tamamlayarak uzmanlık alanı olarak İnsan Kaynaklarını (İK) seçmiştir. Askerlik hizmetini tamamladıktan sonra bilişim sektörüne geçen ve 1990 yılında, yeni kurulan Digital Equipment Corporation (DEC)’in Türkiye organizasyonunda İK, Kalite konularında çalışan Güneri, Kalite, İK ve Organizasyon konularında ülke yöneticiliği yapmıştır. DEC Avrupa İK tarafından oluşturulan Uluslararası Proje Grubunda sözlü görüşme ve performans değerlendirilmesine yönelik yetkinlik tabanlı değerlendirme sistemlerinin ve eğitim çözümleri ambarı projesinin elektronik ortamda ilk uygulamalarının tasarımında çalışmıştır.
1996 yılı sonunda, İK danışmanlığı alanına uluslararası iki firmanın kurucu ortaklığını yapan Güneri, kariyer misyonunu dünya standartları ve hizmet anlayışında, etik çalışma ilkeleriyle müşterilerine üst düzey yönetici arama konusunda kaliteli hizmet götürerek onları iş hedeflerine yaklaştırmak olarak belirlemiştir. Bu misyon çerçevesinde MKG ve Ortakları ve Eurians Danışmanlık firmalarını kurmuştur.
Evli ve iki çocuk babası olan Güneri, hayattaki başarının iş ve özel hayat dengesine dayandığına inanmaktadır.