Son 10 yılda birçok girişimciyle gerçekleştirdiğim networking çalıştaylarında, networking'in ne kadar güçlü bir kaldıraç etkisi oluşturduğunu gözlemledim. Kendi girişimlerimde de benzer sonuçları aldım.
İster iş ararken, ister iş hayatı basamaklarında tırmanırken, yeni insanlarla tanışmak söz konusu olduğunda maalesef çekingenlik engeli devreye girebiliyor. İnsan konfor alanından çıkmak istemiyor. Hatta, "bir bahane bulup o etkinlikten kaçmanın tam zamanı!" diye bağırıyor, beyin. Hepimiz hayatımızda en azından bir kere böyle hissetmişizdir. Peki ne yapmalıyız?
İş dünyasındaki başarılı kişilere bakıldığında networking'i ne kadar ciddiye aldıklarını, bunu güven odaklı bir amaç doğrultusunda, bilinçli ve doğal yaptıklarını görebilirsiniz. Unutmamak gerekir ki; networking'le uzun vadede başarı sağlayabilmek için alışkanlıkları değiştirmek ve networking'i yaşam tarzı haline dönüştürmek gerekir.
Yıllardır herkes ilk izlenimin ne kadar önemli olduğunu söylüyor. Bu konu üzerine onlarca kitap yazılıyor. İlk izlenimin 5 dakika, 3 dakika ve hatta 30 saniyede oluştuğunu söyleyen kitapların vurguladığı önemli konular elbette var; giyim, hareketler, ses tonu. Bunlar sizi gördükleri an, ilk dikkat ettikleri özelliklerinizdir.
Hayatta ve networking sırasında karizma olmak önemli midir? Araştırmalar karizmatik insanların sözlerine daha fazla inanıldığını gösteriyor. Savundukları konularda daha fazla destekleniyorlar. Üstelik aynı araştırmalar insanların fikirlerden ziyade karizmatik liderlerin peşinden gittiğini gösteriyor. Durum böyle olunca karizma öne çıkıyor.
Sekiz yıl önce Startup Turkey’de gerçekleştirdiğim ilk Speed Networking Hızlı Tanışma seansı aklıma geliyor: otel koridorunda, Türkçe ve mikrofonsuz dahi beni duyabilen bir kalabalığa konuşuyorum.
Networking keyifli olduğu kadar zorlu durumları da içinde barındırır. Mesela, bazen hiç beklemediğiniz bir anda ve ortamda size öyle bir soru sorarlar ki... Sessizlik olur, gözler cevap için size döner. O anın şokundan kurtulmak için stratejiniz ve birkaç kaçış cümleniz olsa iyi olmaz mıydı?
Bazen biriyle tanışıp kendinizi tanıtmak istersiniz ama karşınızdakinin tavrından dolayı bunu yapmakta zorlanırsınız. Bazen de karşınızdakiyle bir türlü temas kuramazsınız. İnsanların çoğu, zor kişilerle karşılaştığında kaçmayı ya da sessiz kalmayı seçiyor. Bu da Networking penceresinden hiçbir sonuç getirmiyor.
Peki “zor insanlar” olarak adlandırdıklarımız kimler?
Her yeni bir yıl başlarken kendimize hedefler koyarız. Gidilecek yerler, alınacak yeni şeyler, o yıl başarmak istediklerimiz, bir yıl sonra kendimizi görmek istediğimiz yerler listelenir. Ancak, Ocak ayının hareketli temposuyla bu hedefler hızla bir sonraki seneye kadar ertelenir. Konu Networking olduğunda, hiçbir zaman hedefleri belirlemek için geç değildir.
Hepimiz iş yerimizde yeni bir pozisyonun açıldığını duyar duymaz ilk olarak bu işe uygun olan tanıdıklarımızı düşünürüz. Belki iş aradığını bildiğimiz yakın arkadaşımız, belki geçenlerde bizi arayarak işinden ayrıldığını söyleyen okul arkadaşımız, hatta aklımıza dün bankada sıra beklerken tanıştığımız biri gelir.
19 Aralık'ta Ertuğrul Belen'in İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgi Eğitim işbirliği ile hayata geçirdiği Networking eğitimi öncesi, eğitim içeriği, kapsamı ve Ertuğrul Belen'in Networking vizyonuyla ilgili samimi röportajını bulabilirsiniz.
Tebrik mesajları göndermek, networkünüzü canlı tutmak için yakalayabileceğiniz önemli fırsatlardandır.
Bağlantılarınızı online sosyal ağlar üzerinden güçlendirmek iyi bir fikirdir. Yeni tanıştığınız kişileri LinkedIn’den bulup networkünüze eklemek ilişki takibi için atmanız gereken ilk adımdır.
İletişimi korumak için telefon mu, yoksa email mi? Tanımadığınız biriyle ilk karşılaşmanızda ya da herhangi bir yerde tanıştığınız biriyle ilk iletişiminizdeki tercihiniz, sizi ele verir.
Şu ana kadar okuduklarınız işin kolay kısmıydı. Şimdi ise, iyi networker ve kötü networker’ı birbirinden ayıran o ince çizgiye gelmiş bulunuyoruz.
Bir önceki bölümde restoran, uçak, tren, bekleme salonları ve spor gibi aktivitelerde oluşabilecek Networking fırsatlarına değindim. Bu makalemde ise mezunlar günü buluşmaları ile düğünlerdeki Networking yaklaşımlarına yer vereceğim.
Hangi fırsatın nerede nasıl karşınıza çıkacağını asla bilemezsiniz. Örneğin, çevrenizdeki insanlara işe giriş hikayelerini sorun. Rastlantı faktörünün gücüne inanacaksınız. Kimi zaman Networking amacıyla gitmediğiniz yerlerde de Networking yapabilirsiniz ve bunun size hangi kapıları aralayacağını bilemezsiniz:
Networking'de tanınma, iyi ilişkilerin bir sonucudur. Diğer taraftan kişilerin de kurumlar gibi bir iletişim stratejisi olması etkili Networking için esastır. Bu doğrultuda, özellikle Networkünüzü güçlendirmek için olabildiğince göz önünde olun.
“Kartvizitlerin devri geçti, artık imzalar bile elektronik” diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Kartvizitler, en güçlü Networking araçlarındandır. Mutlaka yanınızda kartvizit bulundurun. İş dünyasında biri sizden iletişim bilgilerinizi istemez, doğrudan kartvizitinizi sorar.
Girdiğiniz her ortamda aktif dinleyici olmaya özen gösterin. Sohbete soru sorarak katılın. Bu şekilde merakınızı karşı tarafa yansıtabilirsiniz. Açık uçlu sorular sormaya çalışın. Aksi takdirde karşı taraf “evet” ya da “hayır” diye bir cevap verir ve uzun sessizlikleri bir daha bozmak içinizden gelmeyebilir.