2005 yılında uluslararası bir sanayi şirketiyle çalışmamız sırasında ekiplerinden, "Sektör ile bilgi alışverişini bırakın bir yana, grup şirketlerindeki en iyi uygulamalardan bihaberiz" cümlesini duymuştum. O günlerde, dünyanın bir başka tarafında Bob Young ve Marc Ewing tarafından tamamen iş birliği, bilgi paylaşımı ve birlikte geliştirme üzerine kurulan Red Hat 12 yaşındaydı.
Bu olaydan, yaklaşık bir 12 yıl daha sonra, Ekim 2018'de o sanayi şirketi aynı zihin yapısında kaldığı için iflasını ilan ederken, Red Hat bugüne kadarki en büyük yazılım şirketi satış işlemine imza atmıştı. 170'ten fazla ülkede faaliyet gösteren dünyanın en büyük bilişim şirketi IBM; bulut, konteynerler ve kurumlar için açık kaynak yazılımları gibi son derece başarılı ürün ve hizmetleri geliştiren Red Hat'ı 34 milyar dolar karşılığında satın aldığını duyurmuştu.
Yazılım firması bulut teknolojileri, ara katman, işletim sistemi, depolama, sanallaştırma, yönetim ve mobil gibi alanların yanı sıra son dönemde pek çok finansal kuruluşun ve telekom operatörlerinin dijital dönüşüm iş ortağı konumundaki Red Hat Türkiye Genel Müdürü Haluk Tekin ile heyecanla beklediğim an sonunda gelmişti:
Ertuğrul Belen: Global Tech'deki bir paylaşımda "Red Hat Tarzı"ndan ve sizi diğer kurumlardan farklı kılan kültürel özelliklerden bahsedilmişti:
- Red Hat’ın açık ekosistemi işbirliği içinde çalışan güvenilir bir yapıdır: "El ele verirsek, tek başına yapabileceklerimizden çok daha fazlasını başarabiliriz."
- Red Hat yaklaşımının temelinde işbirliği ve katılım var. İş ortaklarıyla kurduğu ilişkilerin özellikleri başka hiçbir ekosistemde bulunmayan özelliklerdir.
- Red Hat, tüm iş ortağı ekosistemiyle birlikte müşterilerine destek vermek için yeni yollar bulma ve uygulama taahhüdünü hiç değiştirmeyecektir.
Yeni normal bu yaklaşımı nasıl etkiliyor?
Haluk Tekin: Yeni normalde bu ilişkiler eskisinden daha önemli hale geldi. Sadece pandemiye özel olarak değil, sıklaşan zor dönemlerde networking'in önemi arttı. Bir insanın zor döneminde yanında olmak çok değerlidir. Karşınızdaki sizi unutmaz. Unutamaz.
Öncelikle kendi ekibinizin yanında olmak durumundasınız. Biz, Red Hat'ta moralleri yüksek tutmaya çalışıyoruz. Bu süreçte nasıl olduklarını ve hissettiklerini daha fazla soruyoruz. Daha anlayışlı olmaya çalışıyoruz.
Yurt dışındaki kontaklarla pozitif etkiyi sürdürebilmek de çok önemli. Müşteriye “bir ihtiyacınız var mı, yardımcı olabilir miyiz?” diye çekinmeden soruyoruz. Bu süreçte, insanın kendini ve amaçlarını tanıması da fark yaratıyor. "Ben kimim, ne olmak istiyorum ve nereye gitmek istiyorum?" Herkes bu sorulara cevap bulmalıdır.
Herkesin networking ihtiyacı birbirine eşit değildir. Mesela satıcı ile geliştiricinin ihtiyaçları farklıdır. Çoğu zaman geliştiriciler daha içine kapanık insanlardır. Fakat onların bile bir networking ihtiyacı var. Ekip arkadaşlarını ve konu uzmanlarını bilmeleri ve birlikte iş geliştirmek için görüş alışverişi yapabilmeleri gerekiyor.
Böyle bir ortamda da LinkedIn ve Zoom gibi platformlar elimiz ayağımız oldu. Son günlerde bunlardan da yorulduğumuzu söylüyoruz. Ancak telefon araması yerine dijital de olsa yüz yüze etkileşime geçebilmek değerli oluyor.
Ertuğrul Belen: Networking kelimesinde sizin için nasıl bir anlam yüklü?
Haluk Tekin: Networking'in hayatımda çok önemli bir yeri var. Değerle oluşturulmuş bir network, uzun zamandır görmediğimiz ya da çok az gördüğünüz insanları rahatlıkla arayabilmektir. Karşılıklı fikir alışverişi yapmak, vermek ya da yardım isteyebilmektir.
Network kavramı bazen yanlış anlaşılıyor. Network, sadece iş yaptıklarımız ya da iş yapma potansiyeli olanları kapsamaz! Aslında tüm tanıdıklarımız bizim networkümüzdür. Birisiyle yeni iş yapacak olduğumuzda, onunla birlikte çalışmış olan ve yorumlarına güvendiğimiz çevremizi dinleyip onları daha iyi tanıyabiliriz.
Bu yüzden networking çok önemli. Çevrenize geçmişte verdiğiniz güven, geçen seneler karşısında ilişkileri adeta mumyalayarak koruyabilir.
Birbirimize sık sık “Şu ya da bu kişiyi tanıyor musun?” diye sorarız. Networking kavramına verdiğimiz önem, buradan da gözüküyor.
Ertuğrul Belen: Networkünüzü yönetirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Haluk Tekin: Kendimi zamanla networking'de geliştirdim. En sade haliyle bayramda veya özel günlerde sevdiklerimi aramayı asla ihmal etmem. Sohbetlerim ve hatırlamam gereken konuları not alırım. Aramak, görüşmek ve yemeğe çıkmak istediğim kişilerle olan planları aksatmam. Asistanımdan da bu konuda destek alırım. Bir çıkar gözetmeden insanlarla iletişimde kalmak networkümü korumamı destekler.
Ertuğrul Belen: Global şirketlerdeki ülkeler arası networkün her zaman etkili kurulamadığını gözlemliyorum. Red Hat'de bu durum nasıl yönetiliyor?
Haluk Tekin: Kariyerimde hep global firmalarda çalıştım. Global firmaların çalışanlarını birbirine kaynaştırma amaçları oluyor. Her sene insanları bir araya getirmeye yönelik etkinlikler düzenlenir. Ancak bunların kıymeti yeterince bilinmiyor. Bu fırsatları kaçırmamak gerekiyor. Mesela, Red Hat’ın her sene yaptığı global etkinliği dört gözle beklerim.
Sürekli olarak telefonla bir şeyler istediğimiz insanları yüz yüze görmek ilişkiye daha derin bir anlam yüklüyor. Aslında röportajda şu ana kadar söylediklerim şirket dışı networke yönelik gibiydi. Ancak yerel ya da global, bulunduğunuz şirket içerisindeki networkünüzü geliştirmeniz de çok değerli! Bunun için proje networkü yani ihtiyaç halinde kurulan bağları güvenle sürdürürken, farklı ülke ve departmanları tanımak için gelen fırsatları da kaçırmamak lazım. Tanınırlık, sürdürülebilen güven odaklı ilişkilerin bir sonucudur.
Global şirketlerdeki kritik rollerde, ülkemizden daha fazla profesyonelin başarıyla liderlik yapabileceğini biliyoruz. Ancak bunun için yalnız başına yetkinliklerin yetmediğini görüyoruz. Networking konusuna daha fazla odaklanmamız ve globaldeki networkümüzü sağlamlaştırmamız gerektiğini artık anlamamız gerekiyor.
Ertuğrul Belen: Networking konusunda neyi daha iyi yapabiliriz?
Haluk Tekin: Çoğu zaman yetkinlik ve deneyimlerimiz birçok ülkeye göre daha üst bir seviyede bulunuyor. Bizim kültürümüzde tevazu var. Öne çıkmak nedense yanlış anlaşılıyor. Genel olarak utangacız. Geride duruyoruz. Hedefimiz iş hayatında başarılı olmak, global bir network inşa etmek ve kariyerimizi daha ileriye götürmekse, bu konuda kendimizi mutlaka geliştirmeliyiz!
Sürekli hazırlıklı olmamız lazım. Kendimizi bir asansör konuşmasına hazırlamalıyız. Bunlar da çok büyük zahmetler gerektirmiyor. Bize ilham verecek, gerçekten bir şeyler öğretebilecek biriyle sohbet etmeyi isteriz. Pek çok farklı konuda bilgi sahibi olan ve konusuna hakim insanlarla sohbet etmek çok keyiflidir. Bunun için de hazırlık ve doğru bir yaklaşım gerekir. Kendinizi tanıtmak, güzel bir giriş cümlesi... Bunlar yapmamız gerekenler. Utangaçlık kader değildir. Zaman içerisinde değiştirilebilir. Networking, istemek ve emek vermekle alakalıdır.
Ertuğrul Belen: Son olarak, kurum içi networking önemine değinmiştiniz. Lütfen, detaylandırır mısınız?
Haluk Tekin: Bu hepimizin hayatının bir parçası aslında. Belli konuları çok iyi bilen belli kişiler vardır ve herkes onların peşinden koşar. O kişinin vakti yoktur fakat bilirsiniz ki ona ihtiyacınız vardır. Müşteriye onunla gittiğiniz zaman, çok mutlu olacaklardır.
İş birliği hazırlık gerektiren bir vaka çalışması gibidir. Karşınızdaki kişinin ilgisini çekebilmek için birçok yol vardır: Projenin cazibesi, sizin yaklaşımınız, kibarlığınız gibi...
Örnek vermek gerekirse, şu an Red Hat globaldeki en popüler kişilerden birisini Türkiye’ye davet ettik. Teknolojik anlamda müthiş bir şovmen ve CEO’nun gözdesiydi. Adı ilk geçtiğinde “ya o gelir mi?” denildi. İki sene üst üste getirdik. Hem kendisinin hem eşinin Türkiye’yi çok merak ettiğini öğrendik. Oturup konuştuk. Biraz da ona yönelik bir özel bir yaklaşım izledik. Aslında işle alakası da olmayan bir şekilde ortak nokta bulduk. Bu, çok büyük bir başarı oldu. Buraya geldiğinde etkinliğe neredeyse 400 kişi katıldı. Özetle, bu ziyarete özel bir hazırlık yaptık. Sadece telefon açıp ya da e-posta atıp davete yanıt dönmesini beklemedik.
Genç profesyoneller, yeni mezunlar ve çekingenliğine yenik düşenlere hep söylüyorum: utangaçlık değiştirilemez bir davranış değildir. Bunun için destek alabilirsiniz. Networking'e yönelik eğitimler alabilir ve kararlı olduğunuz sürece kendinizi bu konuda geliştirebilirsiniz.
Haluk Tekin Hakkında:
İsviçre merkezli uluslararası firma Asea Brown Boveri’de 2 yıl proje lideri olarak görev yapan Tekin, daha sonra 1997 yılında Baan Business Systems’da müşteri yöneticisi olarak göreve başladı. Ardından sırasıyla Nokia ve SAP'de satış ve pazarlama alanlarında çeşitli üst düzey pozisyonlarda görev alarak gelişmekte olan pazarlarda iş geliştirme ve strateji konusunda deneyim kazandı. Haluk Tekin, 2015 senesinde Red Hat ailesine Genel Müdür olarak katılmadan önce Dell’de Ülke Satış Direktörü pozisyonunda görev yapıyordu.