Danışmanlık ve bilişim sektöründeki yaklaşık 20 yıllık deneyiminin ardından dünya çapında 80 ülkede geçici veya daimi personel istihdam ve insan kaynakları danışmanlık çözümleri sunan ManpowerGroup Türkiye CEO'su Feyza Narlı ile networking röportajında hangi sorulara değerli yanıtlar bulacaksınız:
İnsan Kaynakları danışmanı ve etkili bir kadın lider gözünden networking nasıl olmalı?
Sürdürülebilir networking için ne gerekiyor?
Networking amaç mıdır, araç mı?
Hızla dijitalleşen dünyada, dijital ilk izlenim kavramı nasıl öne çıkıyor?
Pandemide kısa ve net toplantıları yönetmenin püf noktası nedir?
Kadınların iş dünyasındaki etkisi nasıl artıyor? Bu süreçte mentorluk neden önemli?
Networking yetkinliğinin temellerini ne güçlü kılıyor?
Neden yeni dönem liderlerde networking aranan bir özellik oluyor?
Kurum içi networking'in temel unsurları nedir?
Kişinin çevresiyle ortak noktalar bulması için iş dışında sosyalleşmesi neden önemli?
Ertuğrul Belen: İşiniz insan. Yüzlerce marka, iş verenler, iş arayanlar ve kişisel networkünüz... Bu deneyimlerden yola çıkarak networking sizin için ne ifade ediyor?
Feyza Narlı: Networking, arkasında bir disiplin olmadığında sürdürülebilir değildir. Networking hiçbir zaman benim için bir amaç olmadı. Sadece, networking yapmak için hareket etmedim. Fakat koyulduğum yolda ve yürüdüğüm hedeflerde; paylaşmayı, dinlemeyi ve deneyimlemeyi çok önemsedim. Böylelikle, networking kendiliğinden gelişen çok değerli bir araç oldu. Özetle, networking bir amaç değil, araçtır.
Networking hayatımın sürekli bir parçası oldu. Ticaret yapan bir ailenin çocuğuyum. İş hayatını öğrenmek için 15 yaşından beri her yaz çalıştım. Üretmenin güzelliğini o yaşlarda gördüm. Çok fazla sayıda insan tanıdıkça iletişimin gücünü de yakaladım. O zaman ismini koymadığım bu networking kavramı, üniversite yılları ve iş hayatımın da temel bir değeri oldu.
Son dönemde, kendimizi ifade ettiğimiz hemen hemen tüm ortamlar dijitalleşiyor. Ancak, tecrübe ve deneyimler hala insandan insana geçiyor. Networking’in önemi işte burada ortaya çıkıyor.
Ertuğrul Belen: Yetkinlik olmadan da her şey ilişkilerle hallolur gibi tehlikeli bir algı var. Bu da birçok kişiyi networking kavramından soğutuyor. Siz bu kavramın önemini ekiplerinize ve danışanlarınıza nasıl anlatıyorsunuz?
Feyza Narlı: Networking temellerinin güçlü olması için yetkinlikleri geliştirirken, paydaşları değer yaratan paylaşımlarla desteklemek gerekiyor.
Birçok insanla ve kurumla iletişim içerisindeyim. Günün sonunda bu ilişkileri sürdürülebilir kılmak için tanışmalar ve tanıştırmaların arkasında ortak bir paydayı yakalamak gerekiyor.
Dolayısıyla, networking sırasında kurduğunuz bağları nasıl besleyeceğiniz de büyük önem taşıyor. Çoğu zaman bu, bir sohbet akışında karşınızdakiyle iş veya sosyal bir ortak değeri yakalamak kadar doğal olabiliyor. Önemli olan doğallık içinde kendimizi net ifade etmek ve paylaşmak istediğimiz şekilde niyetimizi aktarabilmek. İşte o zaman, ne unvanlara, ne de korkulara yer kalıyor.
Ertuğrul Belen: Ülkemizde kadın liderler sayıları henüz istenen seviyede değil. Bu durum iş dünyasında networking'i nasıl etkiliyor? Sizce, bir kadının network kurma yaklaşımı, erkeğe göre farklılık gösteriyor mu?
Feyza Narlı: Önceden bu biraz daha zordu. Çünkü dediğiniz gibi iş hayatı tamamen erkek egemendi. Networking, kadınların alan açması zor bir alandı. Fakat özellikle son beş senedir olan gelişmelere baktığımda, inanılmaz etkili çalışan dernekler, STK’lar ve inisiyatifler görüyorum.
Networking'i yalnız başına yapmakta güçlük çeken kadınlarımız için artık önlerine koyabilecekleri, kendilerine kanal olarak açabilecekleri ve gönüllü çalışabilecekleri öyle güzel organizasyonlar var ki! Benim de şu an mentorluk yaptığım öğrenciden girişimciye pek çok kadınımız var.
Bizler bu organizasyonları neden destekliyoruz? Onlara tıkandıkları noktalarda yol gösterebilmek ve hayallerine giden kapıları arayabilmek için. Bu kadar güzel oluşumlar varken; kadınlarımız onların bir parçası olup daha rahat ilerleyebilirler. Eskisi kadar zor günlerde değiliz.
Ertuğrul Belen: Mentorluk deneyiminizden bahseder misiniz?
Feyza Narlı: Mentorluğun ve paylaşımların karşılıklı olduğuna inanan bir insanım. Biz, onlara bir şeyler katarken, öğrencilerimden ve yeni nesilden de bir o kadar öğreniyoruz. Dolayısıyla, mentorluk sırasında bir paylaşım, merak ettiği bir konu, sorduğu bir soru derken, işte orada networking başlıyor. Sürdürülebilirliği de içerikle ve içtenlikle beraber devam ediyor. Bu tarz dernekler ve çalışmaların parçası olmak, kadınlarımız ve öğrencilerimiz açısından çok değerli.
Ertuğrul Belen: Bu süreçte, sosyal ağlarda networking ve dijitalde etkili bir ilk izlenim oluşturmak önemli mi?
Feyza Narlı: Kişisel marka olarak bizler için de, kurumlar için de çok önemli! Çünkü kendimizi ifade ettiğimiz yer artık sosyal platformalar oldu. Kendinizi nasıl ifade edebiliyorsanız, çevreniz sizi o şekilde tanıyabiliyor. Sonrasında tanışarak ilişkiyi geliştirebiliyoruz. Ancak dijital ilk izlenim çok önemli oldu.
Ben, özellikle LinkedIn etkileşimlerini çok önemsiyorum. Burada asıl konu nicelik değil nitelik. Paylaşımların kalitesine, bağlantı sayısından daha fazla odaklanmak gerekiyor. Bugün, eskiye nazaran bir kişiye ulaşmak daha kolay oldu. En önemlisi, bir kişiyle iletişim kurduğunuzda hangi mesajı vermek, neyi paylaşmak ya da almak istediğinize karar vermelisiniz.
Yani, başlatmak istediğiniz iletişimi doğru yönetmek gerekiyor. Bu, her takip ettiğiniz kişiyle bir iletişim başlatmanız anlamına gelmiyor. Eğer karşılıklı bir bağ kurmak istiyorsanız, şansınızı doğru kullanmak için içeriği ve girişi çok doğru oluşturmak gerekiyor.
Ertuğrul Belen: Kurum içi güçlü bir networkü sağlamanın etkili yöntemleri nelerdir?
Feyza Narlı: Bilişim teknolojisi ve dijital kökenli olduğum için sistematik yaklaşıma önem veriyorum. ManpowerGroup'ta işimiz insan. İşin odağında insan olduğunda, deneyimler ön plana çıkıyor. Ancak, networking bile yapıyorsam onun bir tanımı ve sistematiği olması gerekiyor.
Görüşmeye gelen bir adaya yaşatmış olduğunuz deneyim, o kişinin bundan sonraki bütün öyküsünde sizinle olan ilişkisini ve iletişimini belirliyor. O yüzden oradaki deneyimi yönetebilmek gerekiyor. Biz bunu önce şirket içinde yaparsak, dışarıya da aynı enerjiyi yansıtabiliriz. Bu konu farkındalığı yüksek olduğu için sistemlerimizi ona göre kurguluyoruz.
Pandemi döneminde bunu nasıl yaptığımıza bir örnek vereyim. İnsan Kaynakları sektörü uzaktan çalışmaya yatkın ve alışkın bir sektör değildir. Ben BT’de belli aralıklarla uzaktan çalıştığım için oradaki disiplini bilirim. Ancak sektörümüzün ve organizasyonumuzun buna aynı derecede yatkın olmadığını bildiğim için pandemi döneminde hemen bir yönetişim metodolojisi kurguladım. Burada da herdaim inandığım Agile(çeviklik) disiplinini hedefledik.
Burada temel amacım:
1) İletişimin sürekliliği,
2) Saha operasyonlarımızı günlük bazda ölçülebilir ve gerçekleştirilebilinir hedeflerle takip edebilmek,
3) Bunları yaparken uzun süren aramalarla insanların vaktini almamak,
4) Birbirimize uzakken bilgi, deneyim paylaşımı ve onların da hissiyatlarını duymayı sağlamaktı.
Bu yeni iletişim modelinde günde kaç defa, hangi ekiplerle bir araya geleceğiz, gibi konuları netleştirdik. Bu detayı, ortaya koymadığınız zaman herkes bir şeyler anlatmaya başlıyor. Bir bakıyorsunuz ki, tek arama 2 saatinizi almış. Bizim günlük tele-konferanslardaki amacımız, bugün yapmak istediklerini ve hedeflerini ölçülebilinir metriklerle ve KPI’larla konuşmak oldu.
Tabii ki operasyonların yanı sıra markalar ve departmanlar arası etkileşim de çok önemli. Bunu sağlayabilmek için de, yine planlı etkileşim aramalarıyla tecrübeleri, bilgileri ve alanları birbirimizle paylaşıyoruz. Bu yaklaşım, bize ciddi bir hız kazandırdı. Bunun yanı sıra, bütün ekibime birebir dokunmaya çalışıyorum. İşten bağımsız hatırlarını sormak, iyiler mi ya da bir ihtiyaçları var mı diye sohbet etmeyi önemsiyorum.
İşte! Bu anlattıklarım yüzünden sistematik olmak önemli diyorum. “Arkadaşlar aramalarla her gün bir araya geleceğiz, yapacaklarımızı paylaşacağız.” diye yola çıktığınızda paylaşımın sonu gelmiyor. Bu sistematik iletişim, son derece etkili ve güzel sonuçlar verdi.
Ayrıca, öğrenmek ve gelişmek bizim temel mottomuz. Gelişimin sadece üstten gelen ve aşağıya inen bir süreç olmamasından yanayım. Herkesin farklı bir bakış açısı var. Bundan beslenmek büyük bir değer. “Neler yapabiliriz, nasıl gelişebiliriz?” diye proje grupları kurduk. Ekiplerimizin katkısını aldık. Onların değişim ve dönüşümü sahiplenmesini sağladık. Bu model, pandemi sürecinde bizi daha az hasarla ve birbirimizi daha fazla hissederek süreçten geçmemizi sağladı.
Ertuğrul Belen: Özellikle üst düzey pozisyonlara aday ararken “kurum içi networkü çok iyi yönetecek bir lider olmalı” gibi bir kriteriniz var mı?
Feyza Narlı: Üst düzey pozisyonlarda kesinlikle networking etkisini değerlendiriyoruz. Geleceğin mesleklerini çok araştıran* bir kurumuz. Çünkü onlar çok hızlı değişiyor. Önümüzdeki 5 sene konuşacağımız mesleklerin yüzde 40’ını şu anda bilmiyoruz. Geleceğin yeteneklerinde aradığımız en temel özelliklerin başında, öğrenebilirlik ve iletişim geliyor. Her sektörü çevreleyen o büyük ekosistemi yönetebilme yeteneği gerekiyor.
Kurumlar artık mesleki yetkinliğin yanı sıra, iç iletişimi doğru yönetecek ve departmanlar arasında etkileşimi sağlayacak yetkinlikte kişileri arıyor. Silolar arası köprüler hızla ortadan kalkıyor. Kurum içi network ve etkileşim çok önemli oldu. Kişinin mesleki uzmanlığının yanı sıra mutlaka kendisini rahat ifade edebilmesi ile iletişim ve etkileşim yeteneği de büyük önem kazandı. O yüzden kurum içinde ve dışında networking hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası oluverdi.
Ertuğrul Belen: Yüksek temponuzda sosyal ilişkilerinize zaman ayırabiliyor musunuz?
Feyza Narlı: Ayırıyorum. Çok sosyal bir insanım. Sosyal hayatımda da tekdüzeliği sevmiyorum. Arkadaş çevrem, farklı meslek grupları ve zevkleri olan kişilerle doludur. Çok seyahat ediyorum. Fotoğraf çekiyorum. Amatör uçuyorum. Böyle olunca herkesle farklı şeyler paylaşmak mümkün oluyor. Pandemi döneminde elbette bunlara ara verdim. Ancak haftada iki akşam arkadaş gruplarımla online görüşmeler yapıyoruz.
Verebildiğimiz kadar birbirimizden alabileceğimizin çok olduğuna inanan bir insanım. Bu bakış açısı, hayattaki paylaşımlarımı arttırıyor ve beni çok mutlu ediyor.
* ManpowerGroup Araştırmalarına bu linkten ulaşabilirsiniz: www.manpower.com.tr/arastirmalar
Feyza Narlı Hakkında:
İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden 1996 yılında mezun olan Feyza Narlı, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği yüksek lisansını 2000 yılında tamamladı. İş hayatına 1998 yılında Exim AŞ'de proje ve satış mühendisi olarak başladı. Sonrasında Oracle Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şirketi'nde CRM satış danışmanı; Innova Bilişim Çözümleri'nde sırasıyla e-business çözümleri müdürü, e-business grup müdürü ve e-business çözümleri direktörü olarak çalıştıktan sonra bir süre Londra'da marka yönetimi eğitimi aldı.
Ardından Accenture Türkiye'ye kıdemli müdür unvanı ile katılan Feyza Narlı, Türkiye ve İtalya'da farklı proje ve görevlerde yer aldı. Oracle Türkiye'de dijital ve CX çözümleri ülke lideri olarak görev yapan Feyza Narlı,danışmanlık ve bilişim sektöründeki yaklaşık 20 yıllık deneyiminin ardından 2018 itibariyle ManpowerGroup Türkiye'nin yeni genel müdürü oldu.