-Katıldığınız kamplarla birlikte networking kavramının gelişimi nasıl ilerliyor ?
Yıllardır Networking çalışmalarımda uzun süreli işbirliklerini esas alıyorum. Bana sık sık "neden Business Networking Akademi'yi herkese açık bir yapı haline getirmiyorsunuz?" diye soruluyor. Getirmiyorum çünkü hayatın her noktasında olduğu gibi Networking'de de odaklanmak başarıyı getiriyor. Mesela neredeyse 4 seneyi aşkın bir süredir Etohum'la profesyonel olarak çalışıyoruz. İlk başladığımız günle bugün arasında dağlar fark var. Sebebi odaklandık, fırsatları belirledik, girişimcileri gözlemledik, ihtiyaçlarını tespit ettik ve buna göre Networking projelerini tasarladım. Her sene bir önceki senenin geri bildirimleriyle bir kat daha ekledik. Sonuç heyecan verici. Geçen sene Etohum'un Antalya kampına katılan Wall Street Journal dahi Networking stratejilerimizin başarısını heyecanla sorguladı.
En son 13 Ekim 2012'de gerçekleşen İzmir Etohum kampında bir sene önce aynı konferansa katılan bir girişimcinin sadece Speed Networking'de tanıştıklarıyla satışlarını üç kat artırdığını paylaştı. Bunun gibi herhalde yüzün üzerinde başarı hikayesi sıralayabilirim.
İşte sürekliklik ve istikrar beni heyecanlandırıyor. Bir seferlik konferans ya da danışmanlık verdiğim bir çok kurum ve holding var. Ancak Networking'de güçlü ilişkiler esas, güçlü ilişkiler içinse bazen tüm yapının stratejilerini yeniden şekillendirmek gerekebiliyor. Bunu her firma ya da kurum yapamayabiliyor.
Yıllar önce Türkiye'de ilk defa Networking diye seslendiğimde anlamı sadece kartvizit değişimi, çok insan tanıma ve torpil yapacak bağlantı bulmak olarak yorumlayanlar fazlaydı. Ancak araştırmalarım, yazdığım makaleler, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Embryonix'ten Taylan Demirkaya ile derlediğimiz Girişimciliğin Altın Kuralları, sonra da geçen hafta yayınlanan Networking: Tanışma, Tanıştırma ve Tanınma kitabının ardından artık herkesin Networking'in "yanınızdaki kişinin başarılı olmasını sağlamak" anlamını daha çok düşündüğünü görüyorum. Bu, beni çok mutlu ediyor.
-Bilgilerinizi uygulamadan başlayıp kitaba dönüştürdünüz. Bu yöntemin bir sebebi var mı?
Çocukluğumdan beri kitle önünde konuşanlara hayranlık hissetmişimdir. Özellikle gerçek eğitmenlere: heryerde uçuşan bilgileri alırlar, derlerler, aynı havadaki güneş ışınlarını odaklayan mercek gibi beyinlerini kullanır, o bilgileri odaklarlar. Sonuç çok güçlüdür: bir beyin kimi zaman 50 ya da yüzlerce beyine bildiklerini yansıtır. Hayatlarını değiştirir. Bu farkındalık ve hayranlığım şunu farketmemi sağladı: herkesin tutkuyla dinlediği, saygı gösterdiği ve takip ettiği eğitmenler ve insanlar, anlattıklarını bir hikayenin ötesine geçip gerçekten yaşamış olanlardı. Yani sizi dinleyen ya da makalenizi okuyan biri "öyle diyorsun da, benim durumumda ne yapardın?" diye size sorduğunda hayatınızdan yaşadığınız başarı ve başarısızlıklarla yanıt verebiliyorsanız, işte gerçek bir eğitmen ve bilgi pusulasınızdır.
İşte bu sebeple kitap yazmak için bu yaşıma kadar bekledim. 34 yaşındayım. 15 senedir Networking'i tutkulu olarak araştırıyor, diğer taraftan ticaret hayatımda bu bilgileri deneyimliyorum. 30 binin üzerinde girişimci ve profesyonelle buluştum, konuştum, onları dinledim, sorularına cevap verdim, bazen veremedim, araştırdım ve onlarla birlikte ben de geliştim.
Bu kitapları seneler önce de yazabilirdim. Ancak Networking kitabındaki zengin örnekleri o zaman bulamayabilirdiniz. Ya da her soruya cevap vermeye hazır olmayabllirdim.
Ayrıca Networking'i her zaman uygulanabilir bir bilgi olarak anlatmaya ve yazamaya özen gösterdim. Kariyerime profesyonel olarak başladım, sonra aile firmasında çalıştım, son olarak ve en önemlisi iki ortağımla kurduğum www.divaspirlanta.com la kendi girişimimi hayata geçirdim. Her safhada edindiğim deneyimlerle artık kendimi yazmaya hazır hissettim ve kitaplar hayata geçmeye başladı.
-Paylaştığınız öneriler ve bilgiler bir süreden sonra çoğunluk tarafından uygulanmaya başlayınca ; bireylerin iletişimle farklılıklarını ortaya koyması nasıl olacak ?
Eğitim ve danışmanlıklarımda Networking'e olan önyargıları değiştirmek ve farkındalık oluşturmak benim için en kritik notka. Hepimiz yeni biriyle tanışmak ya da güçlü network oluşturma konusunda farkında olmadan önyargılarla mücadele ediyoruz. Mesela "ya tanışmak istediğim kişi benim onunla ilgilendiğim kadar benimle ilgilenmezse" ya da "benim başarılı olmam için başka kimseye ihtiyacım yok, ben bana yeterim" gibi ego halleri ön plana çıkabiliyor. Bu sebeple hangi eğitim ya da konferansa hazırlanacaksam o kitleye göre önceden çalışıyorum. Kendi düzenlerinde onları olumlu ve olumsuz etkileyen Networking durumlarını anlamaya çalışıyorum.
Özellikle Networking konusunda iletişimde farklılaşma konuya olan farkındalıkla çok hızlı geliyor. Networking herkesin bildiği bir konu olduğu için farklı bir bakış açısını çok hızlı sahipleniyor ve uygulamaya geçiriyorlar. Aldığım geri bildirimler ve başarı hikayeleri hep bu yönde oluyor.
Çekingen birinin bir konferans ve uygulamada değiştiğini birçok defa gördüm. Kendi kontrollerinde olmadıklarını düşündükleri bir gücü onlara öyle olmadığını gösterdiğinizde, bir anda ipleri ellerine aldıklarını ve yenilendiklerini hissediyorlar. Bu sebeple yaptığım işi ve yazdığım konuları çok seviyorum.
-Çoğunluk ya korkularını tam anlamıyla yenemeyip örnekleri kalıplaştırırsa?
Evet bu da bazen olabiliyor. Bilgiyi olduğu gibi alıp birebir hayata geçirmeye çalışanlar oluyor. Oysa Networking'de doğal olmak çok önemli. Yani sadece kulağa hoş geliyor diye alışık olmadığınız birşeyi yaptığınızda çevreniz tarafından o hareket ya da cümleler size ait algılanmıyor.
Bu sebeple Networking'de başarılı olmak bir süreç: sizin için doğal olan benim için olmayabilir. Siz başarınızı çok güzel bir hikayeyle doğal anlatırken ben başarımı yazdığım bir makaleyi paylaşarak ifade edebilirim. Herkesin Networking yaparken kendine uygun yöntemleri bulması başarı için esastır.
-Gençlerle speednetworking yaptığınız gibi alanında uzmanlaşmış yöneticilerle de bu etkinliği düzenliyorsunuz.Yaşa göre ne gibi farklılıklarla karşılaşıyorsunuz ?
Farktan ziyade ortak tepkiler çok benzer. Herkes ilk başta 60 dakika içerisinde 30'un üzerinde kişi tanıyabileceklerini söylediğimde şaşırıyor. Sonra Asansör Cümlesi tekniğiyle Speed Networking'in nasıl yapıldığını anlattığımda gözlerinde ışığı görüyoruyorum. Her etkinlik sonrasında şu soruları soruyorum "kaç kişi bu kadar kısa sürede ve gürültü içerisinde dahi tanıştığı bir kişiyle birlikte iş yapabileceğine inanıyor, iki kişi, üc kişi?..." ve genellikle eller dördüncü hatta beşinci kişiye kadar havada kalır. Özetle insanlar birbirlerini biliyorlar oysa tanımıyorlar.
Malesef birçok iş adamları derneklerinde dahi insanların iş yapmak için üye olduğunu ama bunun için sadece beklediklerini görüyorum. Tabi ki sonuç çoğu zaman hayal kırıklığı. Oysa Networking'de ilk adımı her zaman ilk siz atmalı ve tanışmalısınız. Sonra da tanıştırmalı.
Speed Networking buzları eritmek ve kısa sürede birçok kişinin tanışmasını sağlamak için değerli bir uygulama. Ancak bu ilk bir merhaba gibi düşünülmeli. Esas başarı için tanıştıklarınızı takip etmeli, onların başarılarına destek olmalısınız.
- Çok başarılı okullarda okumuş, çok iyi fikirlere sahip gençler var ; fakat kendilerini ifade edip düşüncelerini paylaşmakta eksikler. Bunun kaynağı nedir? Eğitim sistemi ya da sektörler nerede hata yapıyor?
Eğitim sistemi her ülkede daha iyi olabilir. Bizim ülkemizde de. Ancak bir gerçek var ki, birşeyleri özellikle da eğitim sistemi gibi makro kurumları suçlayarak gerçekleri görmemek sadece bahane üretmek olur. Yani her ülkedeki eğitim sistemi insanlara aslında bir "başlangıç ve temel" yaratır. Yüzbinlerce kişinin aynı eğitim sisteminden geçtiğini düşündüğünüzde aslında sadece bir kalıp aynı insan olması gerekirdi değil mi? Ama aile, arkadaşlar, kişinin farkındalığı ve kendini geliştirmesi gerçek farkı bunlar yaratıyor. Elbette eğitim sistminde Networking okutulsa devrim niteliğinde bir kazanç sağlanırdı. Çünkü Türkiye'nin dört bir yanında bulunma fırsatım oldu. Ve malesef size ekonomiyi sular gibi anlatibilen öğrencinin Networking konferansından sonra "kaç kere el sıkışmak gerekir (yukarı aşağı doğru kaç kere eli sallamak gerekir?)" diye bir soru sorması ilk öğretilecek şeyin bazen sonda kaldığını da gösteriyor.
Özetlemek gerekirse, bugün bilgi taşması yaşayan zehir gibi aklı çalışan ve harika projeleri olan birçok girişimcinin bunları doğru ifade edemedikleri için hayal kırıklığı yaşadıklarını görüyor ve onlarla çalışıyorum.
Malesef yetenek ya da zeka öyle birşey ki, sahip olan kişi için doğal bir hal. Bazen farkında bile değiller. Oysa Networking yaparken insanlarla sohbet edip, onların sordukları sorulardan "ben de farklı birşey var, bunu değerlendirmeliyim" demeleri de mümkün olacaktır. Networking ve farkındalığın tahminimizden daha güçlü bir etkisi var.
- 2013 'de Networking hedefleriniz neler?
Az önce paylaştığım gibi yıllardır Networking'in farklı alanlarında yazdığım ama henüz yayınlanmayan birçok kitap var. Önce Girişimciliğin Altın Kuralları hayata geçti, sonra Networking:Tanışma, Tanıştırma ve Tanınma Sanatı. 2013'te kitap paylaşımlarım hızlanarak devam edecek.
Seneye Networking çalışmalarımı ve eserlerimi uluslararası platforma taşıma hedefim var. Geçen sene Startup Week Viyana'da bu sene Pioneers Festival adına Türkiye Elçiliği yapıyorum. Dünyanın teknoloji alanındaki en önemli yatırımcı ve girişimcileriyle tanışıyor ve uluslararası bir network oluşturuyorum. 2013 için hayalim bu deneyimleri Türkiye'deki girişimcilerle ülkemizde ve oraya gerçekleştirilecek özel ziyaretlerle artırmak.
Diğer taraftan kendim bir girişimci olarak www.divaspirlanta.com'a odaklandığım için girişimimizin hızla büyüdüğünü ve Türkiye sınırlarına çıktığını görmek heyecan veririci. 2013'te Divas Pırlanta firmamızın bünyesine yeni markalar getiriyoruz. Bunun için de kendi bireysel Networking hedeflerim ve çalışmalarım var.
Okuyucularınızla paylaşmanızdan mutluluk duyacağım bazı bilgi ve kaynaklar:
Twitter: @ertugrulbelen
Emailim: ertugrul@networkingakademi.com
Web: www.networkingakademi.com