İş Dünyasının Bıktıran Soruları

TARİH: 30.01.2010
İş yemekleri ve davetlerinden sıkıldınız mı? Nedenini kendinize sordunuz mu? Acaba bu etkinliklerle ilgili olumsuz düşüncenizde sürekli duyduğunuz şu soruların etkisi ne kadar: ‘İşler nasıl gidiyor?’, ‘Sizde durumlar nasıl?’, ‘Ne var ne yok?’, ‘Ne yapıyorsunuz?’

Ya biz bireyler? Bizlerin kişisel iletişim stratejisi nedir? Bizler için değerli konular neler? Sosyal ve profesyonel bireysel hedeflerimiz doğrultusunda, bir kurumun vizyon ve misyonu gibi kişisel sloganımız hazır mı? Örneğin 15’inci katta lobiye inmek üzere asansöre bindiniz. 11’inci katta kapılar açıldı ve potansiyel en büyük müşteriniz ya da uzun zamandır üzerinde çalıştığınız projenizle ilgili tanışmak istediğiniz o kişi asansöre bindi. Ne derdiniz? Ne derdiniz ki 30 ya da 45 saniyelik bu kısa yolculuktaki cümleleriniz bir iletişim kıvılcımına dönüşsün ve meşhur “L” aydınlandığında, sohbetiniz lobide devam etsin…

İşte bu metafor, son zamanlarda gittikçe sık duymaya başladığımız “Asansör Konuşması” teriminin önemini vurguluyor. Yoğun tempo ve birçok sorumluluğu üstlendiğimiz yaşam tarzlarımızda, zaman artık önemli bir başarı ya da başarısızlık göstergesi. İnsanların katıldıkları konferanslarda genellikle ilk yaptıkları, tanıdıkları bir sima aramak oluyor.

Yeni tanışmalarda ise evrensel soru “neyle uğraşıyorsunuz” oluyor… Ancak bu soruya çoğu zaman hazırlıklı değiliz ve aklımıza ilk gelen cevabı veriyoruz. Geçmişte neyle uğraştığımız, sektörün son durumu, şık terimler, şirketimiz hakkında genel bilgiler gibi yanıtlar geliyor ilk olarak akla.

Yapılan araştırmalara göre insan beyninin her yeni bilgiyi aldığı an, “ilgileniyorum” ya da “ilgilenmiyorum” mesajını verdiği andır ve bir insanın herhangi bir konuya kesintisiz odaklanabildiği süre 20-25 saniyeyi geçmez. Bu ne demek? Karşımızdaki kişinin paylaştığımız konuyla ilgili ortak bir bağ bulamadığı ya da hissetmediği an, ilgisinin dağılacağı ve farklı bir noktaya yönelebileceği anlamına gelir.

Aslında kimse ne iş yaptığınızla ilgilenmez. Asıl ilgilendikleri, yaptığınız işin o kişiye nasıl fayda sağlayabileceğidir. Dolayısıyla size “neyle uğraşıyorsunuz” sorusu yöneltildiğinde, 20-25 saniye süreniz olduğunu ve aslında size bu soruyla “bana ve yakın çevreme fayda sağlayabilecek neyle uğraşıyorsunuz” mesajı verilmek istendiğini düşünmelisiniz. Böyle düşünüp, o duruma özel cevapladığınızda şaşırtıcı sonuçlar ve yeni “networking” fırsatları elde ettiğinizi göreceksiniz.

Asansör cümleniz ya da diğer bir adıyla kişisel reklamınız kısa, anlaşılır, dikkat çekici ve en önemlisi karşınızdakine soru sorma ihtiyacını hissettirecek, size ve duruma özel cümleler olmalıdır. Bu dinamik bir kişisel iletişim sürecidir. Önemli bir başarınıza, sizi ya da mevcut konumunuzu farklı kılan özel bir duruma ve diğer çarpıcı bilgilere dokunan 2-3 cümlelik asansör konuşmanız, milyonlarca domino taşının devrilmesini sağlayan ilk iki taşın teması değerindedir.

Ertuğrul BELEN | Sabah İK İşte İnsan